Sıfır emisyon; dolayısıyla ürettiğimiz sera gazı miktarını, yeryüzü tarafından doğal olarak emilen sera gazı miktarıyla eşitlemeyi ifade ediyor. Zararlı gazların salımı tamamen durmuyor, ancak bu miktar atmosferden eşdeğer miktarda gaz emilerek dengeleniyor. Zaten başka bir ifadeyle net sıfır, atmosferin yükünü çoğaltmayı bıraktığımız nokta demek, yeni emisyonları olabildiğince düşük tutmak demek. Bu açıdan bakıldığında çevreye verdiğimiz zararı sihirli bir şekilde gidermiyor, ancak bundan sonraki tahribatları durdurmayı amaçlıyor.
Birleşmiş Milletler’e bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2022 tarihli güncel raporuna göre, küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlı tutabilmek için sera etkisine neden olan gazları net sıfıra indirmeye mecburuz. Bu, iklim değişikliğini en azından kontrol edebildiğimiz bir nokta olacak. Bu dengenin salımlar açısından bozulması halinde ise küresel ısınmanın durması bilimsel olarak mümkün değil. Çünkü karbondioksit, metan, azot oksit gibi gazlar atmosferde kaldığı müddetçe gezegeni ısıtmaya devam ediyor. Bu da çok daha şiddetli ve yoğun bir şekilde deneyimlemeye başladığımız bir dizi iklim kaynaklı olayı tetikliyor: Buzulların erimesi, deniz seviyelerinin yükselmesi, kuraklığın ve sıcak hava dalgalarının artması, mevsim dengelerinin bozulması, tatlı su ve besin kaynaklarının tükenmesi, aşırı hava olaylarının sıklaşması…
IPCC’nin yukarıda bahsettiğimiz raporu -en iyimser senaryolarda bile- küresel ısınmanın yakın vadede 1,5°C'ye ulaşması veya onu aşması olasılığının %50'den fazla olduğunu ortaya koyuyor. Tüm sektörlerde emisyon azaltımlarının acil olarak hızlandırılması şart. Raporda belirtilen senaryolara göre, küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlamak için küresel sera gazı emisyonlarının en geç 2025’e kadar zirveye ulaşmasının ardından 2030 yılına kadar %43 oranında azaltılması, küresel metan gazının ise yaklaşık üçte bir oranında düşürülmesi gerekiyor.
Tüm uzmanların üzerinde birleştiği çözüm şu: Isınmayı 1,5 °C ile sınırlamak için yapısal ve ekonomik bir dönüşüm yaratmalıyız. Bunun için de teknolojilerimiz, çevre politikalarımız, iş yapış tarzımız ve hatta davranış biçimlerimiz değişmeli. Ve en yüksek karbon ayak izine sahip endüstriler, ülkeler, sektörler başta olmak üzere bunu kolektif bir şekilde gerçekleştirmeliyiz. Hedef ulaşılmaz gibi görünse de iyi haber şu ki hem bir yol haritamız var hem de ihtiyacımız olan düşük karbonlu teknolojilerin (örneğin yenilenebilir enerji) çoğu zaten elimizde. Gelin neler yapılmalı bir sıralayalım:
ATR Enerji olarak gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak ve sürdürülebilir bir çevre politikası için Sıfır Emisyon Hedefiyle ürün ve hizmetlerimizi geliştiriyor ve bu politika üzerine çözümler üretiyoruz.